Osman GÜRÇAY'ın Özel Haberi
59 YILLIK EMEĞİN 59 SANİYEDE YOK OLMASI
6 Şubat sabahı deprem bölgesinde 04.17'de 7.7 ve 7.6 şiddetinde kopan iki kıyametten sonra 10 şehirde günün aydınlanması ile felaketin fotoğrafına tüm dünya ile birlikte tanık olduk.
Bizler de “Geçmiş olsun demekle geçmez” dedik ve Bursa vicdanının yardım hamuruna bir maya katarak dostlarımızla birlikte hamuru büyüttük.
Bursa AFAD'tan yardımı kendimiz dağıtacağımıza dair gerekli izin belgelerini aldık. Bu konuda bize inanılmaz bir hızla yardımcı olan Vali Yardımcılarımıza ve AFAD ekibine teşekkür ederim.
Kuru gıda paket kolisi ve battaniye, yorgan, çocuk bezi ve maması, sağlık setleri, çocuk montları gibi acil destek ürünlerinden oluşan yardımlardan oluşan 2 TIR ve 11 kişilik dağıtım ekibimiz ile birlikte Hatay’a doğru yola çıktık.
Yola çıktığımız anda Hatay’ın yardıma ihtiyacı olduğunu biliyorduk ama ne ile karşılaşacağımızı bilmiyorduk.
İskenderun Erzin girişinde TIR'larımız bütün TIR'lar gibi durduruldu ve parka çekildi.
Jandarma kontrol noktasında komutan ile görüştüğümde yollardaki aşırı yoğunluktan sadece kepçe ve dozer taşıyan araçlara izin verileceği emrini aldıklarını bizi göndermeyeceğini söyledi.
Özellikle gıdanın bir an önce bölgeye varması gerekiyordu.
Faruk Çelik’i aradım ve yardımını istedim.
Bir süre sonra emir geldi bize izin verildi.
İskenderun’dan gece vakti Hatay’a geldiğimizde kapkaranlık ve insanların görünmediği hayalet gibi şehirden konuşlanacağımız Defne ilçesi Dursunlu beldesine vardık.
Orada insanlarla görüştük ve sabah ne yapacağımızı planladıktan sonra hepimiz araçlarda dinlenmeye çekildik.
Depremzedeler sabah TIR'larda ne olduğunu sorduklarında gıda dedik.
Bize dün hazır konserve, bisküit gibi şeyler getirip bıraktılar, daha acil bir yer varsa oraya götürün dediler.
Bizimki tek tek değil ramazan paketi gibi yağ, bakliyat, makarna, pirinç, çay, şeker, salçadan oluşuyor deyince aslında tam olarak da ihtiyacımız budur ama ne olur TIR dan atıp gitmeyin dediler.
Siz de sıraya girin bizim ekip hepinize yetecek kadar erzak paketini size sıra ile verecek dedik.
Gerçekten de öyle oldu.
Yazı ekinde izleyeceğiniz görüntülerin hiçbiri mizansen değildir ve hatta bize yapılan abartılı övgüleri kurgulamadık.
Sabri yanıma geldi, iki gün geçti ve bu kadar organize bir dağıtım Hatay’da olmadı dedi.
Bizim evimiz, barkımız, işimiz, dükkanımız her şeyimiz vardı hepsi 59 saniyede yok oldu derken ağlayarak cebinden 3-4 çek defterini çıkarıp bana gösteriyordu.
15 bin nüfuslu beldeye ve çevre köylere gıda dağıtımını yaptık.
En az 6 ay hiçbir geliri olmayacak bu insanlara ancak bir hafta yetecek kolilerden 3-5 den fazla verirken kıskanmadık.
Bize 1 km mesafede olan bir köyden yardım almak için gelen bize Bursa üzerinden ulaşan vatandaşımız yollar yıkıldığı için 2.5 saat sonra geldi.
Fazla yıkımın olmadığı bir beldeye yardım doğru mu idi?
Kesinlikle doğru idi çünkü.
ÖLÜLER ACIKMAZ
Dağıtım devam ederken rehber eşliğinde bir ekip ile Defne’den Hatay’a inmeye karar verdik.
Karşımızda yüzde 40’ı yok olmuş, yüzde 30'u yan yatmış, yüzde 30'u da ayakta gibi duran ama çatlak binalardan oluşan bir Hatay vardı.
İnsanüstü ama organizasyon sorunu olan çalışmalar arasında Hatay caddelerinde tur attık.
Medyada izlediğiniz hiçbir şey görüntü ve söylenenler bizim tanık olduğumuz gerçeklerin yarısı bile değildi.
Bütün marketlere, eczanelere, telefon satıcılarına ve lüks tüketim dükkanlarının kapıları camları balyozla parçalanarak girilmiş ve yağma edilmişti.
Akaryakıt çok kıttı, istasyonlarda pompalar açık WC'ler market içinde olduğu için kapaılı idi.
Su, elektrik yoktu ama WC'nin ne kadar önemli olduğunu orada gördüm.
Hatay’da gelen yardım TIR'ları , terk eden vatandaşların araçları, ambülansların ilerlemesini engelliyordu.
Hayatım boyunca görmediğim kadar ambulans ile cenaze arabası gördüm ve siren sesi duydum.
Madem öyle gıda ve destek ürünlerini neden Hatay içinde dağıtmadınız diyenler olabilir.
Yetersiz de olsa kurulan çadır kentlere AFAD ve diğer kurumlar hizmet verirken kent merkezinden uzaklaştıkça yardımlar aksıyordu.
Hem Hatay’da kimse yoktu hem de ölüler acıkmaz ve üşümezler.
DEPREM BÖLGESİ ZİMMETLENMELİ
Bursa’dan gitmeden önce şirkette yaptığımız kriz yönetim toplantısında Mümin Pekcan’ın tespitini ne kadar önemli ve değerli olduğuna yaşayarak tanık oldum.
Pekcan, ülkemizde 10 ilde deprem varsa geriye 71 il kalıyor. Ekonomisi güçlü olan İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve Antalya’ya birer il, kalan 5 ili de 3 er beşer illere zimmet edeceksin. Her il kendi bölgesine destek verince kargaşa ortadan kalkacak ve iller yarışacak dedi.
Onun bu tespiti bana kriz yönetimi ve tedbir alma konusunda halkın, siyasetin 50 yıl ilerisinde olduğunu net bir şekilde gösterdi.
Abartmıyorum hükümette beş bakan olacağına, bir Pekcan olsun daha iyi olur.
Bu felaket belki de insanlık tarihinin en büyük doğal afetlerinde biri ve hangi ülkede olsa tek başına altından kalkabileceği bir sorun değil ama biz çözüme odaklanacağımıza sadece çaresizlik ve kavga siyaseti devşiriyoruz.
Bu anlamda oradan buradan, öteden beriden kokuşmuş siyaset kavgalarına karşı “şimdilik” ifade edemediğim yutkunduğum çok şey var.
NE YARDIMI YAPALIM!
Bu felaketin acısı ve yükü günler ve aylar geçtikçe daha da artacağından yardım malzemelerini dikkat ve özenle seçelim.
Beni 3.000 bin battaniye geliyoruz diye arayan dostuma buraya gelme yukarılara çık oralar -10 C lerde dedim ve yönlendirdim.
Önem sırasına göre;
Bir TIR malzeme gönderenler onun yerine 5 tane çadır gönderin.
Salgın ihtimaline karşı mutlaka WC ve DUŞ gönderin.
Kuru gıdalar ve yemeklik yağ gönderin.
Battaniye, yorgan ve çorap gönderin.
Çocuk ve için büyük ateş düşürücü , ağrı kesici ve soğuk algınlığı ilaçları gönderin.
Çocuk maması, altbezi ve kadın hijyen seti gönderin.
Gücünüze göre jeneratör, el feneri ve telefon güç kaynağı gönderin.
Depo yada evde gardrop temizliği yapar gibi anlamsız ve ikinci el ürünler göndermeyin.
Konuşurken ve yardım yaparken dikkatli olun.
Onlar son 59 saniyede kadere yenildiler ve çok kırılganlar.
GÖZÜNÜZÜ ASFALT DOYURSUN
Ankara-Konya- Adana otoyolunda nasıl olsa farkını halk olarak biz ödüyoruz ama gişelerde geçmiş olsun ve ücretsizdir yazısı içimi serinletmişti.
3 gün sonra geçişin paralıya dönüştüğünü gördüm.
Bayramlarda bile para alarak utanma özürlüsünüz biliyorum ama vicdan sorununuz da varmış.
Bir ay, 3 ay tek yoldan para almazsanız batar mısınız?
Zaten geçmeyerek de size para ödüyorlar ama madem yetmiyor gözünüzü sıcak asfalt doyursun.
SADECE DENİZE BİR YILDIZ ATTIK
Dostlarımız ve biz belki sadece birkaç deniz yıldızının hayatına dokunduk ama sırada binlercesi var.
Bu mücadele çok uzun sürecek soluğumuzu dikkatli ve doğru kullanalım.
Biz doğruları yaparsak, belki bizi yönetenler de bizi örnek alır ve atışmak yerine doğru adamlarla doğru yolu bulurlar.
Hiç kimse oraya ziyarete ve taziyeye gidip de çalışanlara ayak bağı olmasın.
Kimse sadece klavyeden atış yaparak, yüreğini serinletmesin.
Bize bu yolculukta destek veren, çalışan Bursa’nın vicdanına ve dediğimize peki diyen TIR kaptanlarımıza helal olsun.
Şimdi iş zamanı!
Kaynak : https://www.lifebursa.com/